T.C. DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI
Diyanet İşleri Başkanı
Sayın Prof. Dr. Ali Erbaş,
Corona Felaketi ile büyük bir sınavdan geçtiğimiz şu günlerde bile İslam dinimizin kıyamete kadar geçerli hükümlerine rağmen %99 u müslüman olan toplumumuzda hayvanlar büyük işkence ve vahşetlere uğruyor. Yaşam alanlarının yok edildiği sokaklarda zehirlenip kıvranarak öldürülmekte, belediye barınaklarında aç bırakılmakta, yaban hayatında ve doğada yaşam savaşı vermektedirler.
İslam dinimize göre hayvanlara da merhametli ve şefkatli olmak, iyilik etmek gerekir. Peygamber efendimiz (Merhametli olmadan imanlı olamazsınız) buyurunca, oradakiler, (Ya Resulallah, hepimiz merhametliyiz) dediklerinde, (Yalnız insanlara değil, bütün mahlukata merhametli olmak gerekir) buyurdu.(Taberani) Eshab-ı kiram dediler ki: Ya Resulallah, hayvanlara iyilikte de sevap var mıdır? Peygamber efendimiz, (Her canlı hayvana yapılan iyilikte sevap vardır) buyurdu. (Buhari)
Yüce dinimiz İslam’ın kıyamete kadar geçerli olan bu hükümlerinin yer aldığı “hayvanlara merhamet hutbesi” verilmesi, hayvanlara iyilik olmasının yanında, aynı zamanda şiddetin 12 yaşa indiği, cinayetlerin aile ve akrabalar arasında işlendiği günümüzde, topluma, insanları da kapsayan RAHMANİ duygular verecektir.
5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ile İl Hayvanları Koruma Kurulu Üyesi olan müftülüklerde, ‘’Hayvanlara Merhamet ve Her Canlıya Su Vermekte Sevap Vardır Hutbesi’’ verilmesini talep ediyoruz.
‘’Hayvanlara Merhamet ve Her Canlıya Su Vermekte Sevap Vardır Hutbesinde”, aşağıdaki hususların yer almasını talep ediyoruz.
1.Yüce dinimiz İslam’ın; insan, hayvan ya da bitki, bütün yaratılmışlara karşı şefkat ve merhameti emrettiğini, Yüce Rabbimiz’in “Benim rahmetim her şeyi içine almıştır” buyurduğunun, Sevgili Peygamberimiz (sav) “Merhamet etmeyene merhamet edilmez” buyurarak can taşıyan her varlığa merhametli davranılmasını istediğinin, bu bağlamda hayvanlara eziyet ve işkence edenlerin, onları dövüp taşlayanların, güneş altında ve yağmur altında soğukta bırakanların, birbiri ile dövüştürenlerin, zehirleyip öldürenlerin de günaha girdiklerinin HUTBEDE yer almasını talep ediyoruz.
2. Peygamber Efendimiz (sav) “Bir kadının, eve hapsettiği ve aç bıraktığı kedi yüzünden cehenneme gittiğini” [2] ve kötü yola düşmüş birinin susuzluktan ölmek üzere olan köpeğe su verdiği için Yüce Allah’ın ondan hoşnut olduğunu ve bu sayede cenneti kazandığını ifade etmişlerdir. Peygamber Efendimiz’in (sav) bu buyruklarını vatandaşa anlatarak, kedi, köpek, kuş, at, eşek gibi insana yakın yaşayan sahipli sahipsiz tüm hayvanların karınlarının evde kalan artık yemekler ve ekmekler ile doyurulması ve sulanmasının özellikle bu felaket günlerde büyük sevap kazandıracağının hutbede yer almasını talep ediyoruz. Sayısız hayvan açlıktan ölürken, her gün tonlarca yemeğin ekmeğin israf olarak çöpe gitmesi müslüman bir topluma yakışmamaktadır. Bazı kişiler, kendileri hayvanlara yem yemek su vermedikleri gibi, verenleri de bazen zor kullanarak engellemeye çalışmaktadırlar. Bunun da günah olduğunun hutbede yer almasını talep ediyoruz.
3. Peygamber Efendimizin “Merhamet edenlere, Cenâb-ı Hak merhamet eder. Siz yeryüzündekilere merhamet ediniz ki, göktekiler de size merhamet etsin!” tavsiyesini şanlı ecdadımız çok iyi anlamış ve yaşamışlardır. İlk Kuş Evleri 13. yy da Sivas’ta ki İzzettin Keykavus “şifahanesinde” görülmüştür. Osmanlı’da hayvanlara normalden fazla yük taşıtmak kanunen yasaklanmış, yavruları olan köpeklerin barındırılması için sokaklarda kulübeler yapılmış ve beslenebilmeleri için itina gösterilmiştir. Sırf bu alanlara hizmet eden Vakıflar kurulmuş ve hayvanlarla ilgilenecek şahıslar görevlendirilmiştir. Ecdadımızın bu güzel uygulamaları cami cemaatine de anlatılmalı, soğukta açıkta kar altında korunaksız kalan hayvanlar için, gerek kendi imkanları ile korunak yapmaları ve gerekse bulundukları yerlerde muhtarlar, belediyeler ve orman su işleri müdürlüklerine bildirerek korunak oluşturulmasını sağlamalarının hutbede yer almasını talep ediyoruz.
4. Yük hayvanlarından ekmek parası kazananların bile bu hayvanları aç ve susuz bıraktığı, bakımını yapmadığı, yıllarca kendine hizmet eden bu hayvanları, yaşlanıp hastalandıklarında kaçak kesim yapanlara sattığı bilinmektedir. Yük hayvanları konusunda da topluma bilgilendirme yapılması, bu hayvanların kesilmesi veya yaşlanıp hastalanınca terk edilmesinin günah olduğu anlatılmalıdır. Peygamber Efendimizin ashabına “Kervan bir yerde konakladığı zaman, önce hayvanlarınızı çözüp sulamadan yüce rabbimin huzuruna namaz için durmayın” dediği toplumla paylaşılmalıdır.
5. Gerek Müftülüklerin İl Hayvanları Koruma Kurulu üyesi olmaları ve gerekse Diyanet İşleri Başkanlığının 2008 yılındaki genelgesi bağlamında, bu hususların hutbelerde yer almasının yanında Ramazan Bayramı vesilesi ile yazılı ve sözlü basın ile gazete ve TV lerde de hayvanlar konusunda beyanat verilerek kitlelere iletilmesini talep ediyoruz.
Müraacatımıza ilişkin tarafımıza 4982 sayılı bilgi edinme yasası gereği bilgi ve cevap verilmesini emir ve müsaadelerinize saygılarımızla arz ederiz.
İsim, TC KİMLİK…
EKLER: Ek 1.. Diyanet Işleri Başkanlığı Hayvan Hakları Genelgesi 31.08.2009 Tarihli
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINDAN 2009 TARİHLİ HAYVAN HAKLARI GENELGESİ (ASLININ AYNIDIR)
T.C· BAŞBAKANLIK···
Diyanet İşleri Başkanlığı
Din Hizmetleri Dairesi Başkanlığı
Sayı: B.02.1.DİB.0.12.02-212.99-····
31.08.2009
Konu: Hayvan Hakları Konusunda Bilgilendirilme Yapılması