Bu ÖLÜM KAMPINDA hayvanlar bir deri bir kemik, bir çoğu ölmüş, bir çoğu can çekişiyordu.
Barınakta basketbol sahası büyüklüğünde etrafı tellerle çevrili bir alan hayvan kakası ile doluydu. Buraya en az 100 hayvan toplanmıştı. Ama hayvanlar YOKTU... Kısırlaştırma, tedavi yok. Hepsi gözlerden uzak bu ölüm zulüm merkezine getirilip, sessizce yok edilmiş..Dağ başındaki tarlanın ortasına oluşturulmuş bu toplama merkezinin bulunduğu tarlaya da 100 e yakın hayvan atılmış.. Hepsi kızgın güneşin altında, aç susuz felaket durumdalar. Sayın Valimizi arayıp, felaketi bildirmemiz ile görevliler brişeyler olacağını anladı. Bunun üzerine bizim üzerimize yürüyerek, büyük bir öfke ile bizi barınaktan çıkardılar. İçerideki hayvanları da enselerinden tuttukları gibi acımasızca kapının önüne attılar.
Burası mühürlenip, tüm hayvanlar koruma altına alınana kadar buradayız.
Çok üzgünüz.. Türkiye'de daha bunun gibi toplayıp yok etmeye kılıf 100'lerce ölüm kampı var.
Hayvanları Koruma Kanunu ile belediyelerin niçin CEZA kapsamına alınması gerektiğine, başta kısırlaştırma olmak üzere yasanın genelini uygulamaları için Tarım Orman Bakanlığının belediyeler üzerinde YAPTIRIM YETKİSİNİN olması gerektiğinin en canlı örneğidir.
Nihal Kasa / MarmaraFed Başkanı