Geçtiğimiz hafta Gaziantep’te iki pitbull cinsi köpeğin saldırısına uğrayarak ağır yaralanan Asiye kızımıza hepimiz çok üzüldük. Durumun iyiye gittiğine gelen haberler içimize su serpse de; sayın cumhurbaşkanımızın bu olay üzerine yaptığı açıklamada ‘sahipsiz hayvanların yeri sokaklar değil, barınaktır’ açıklaması ile sokaklarda yaşam mücadelesi veren sokak hayvanlarının bazı belediyelerce toplanmaya başlanması endişe verici!
Bu metni kim hazırlayıp sayın cumhurbaşkanımızın önüne koyduysa derhal işine son verilmelidir zira bu açıklama; yine sayın cumhurbaşkanımızın duyarlı ve vicdanlı yaklaşımı ile 2004 yılında yürürlüğe koyduğu 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na aykırıdır. Bu kanun öncesinde bazı belediyelerin ‘Nazi’ zihniyeti ile oluşturduğu ve adına ‘barınak’ dediği toplama kamplarının oluşturulma amacına karşı durmuş, sokak hayvanlarının özgür olmasına yasal teminat getirmiştir. En başta isimlendirme değiştirilmiş ve adı ‘geçici hayvan bakımevi ve rehabilitasyon merkezi’ yapılarak hayvanların kısırlaştırılıp aşılanarak, alındığı yere (başka bir yere de değil) geri bırakılmasını emretmiştir.
Bu yasanın en büyük eksiği, kısırlaştırma ve aşılama konusunda yasal yükümlülük getiren, işini doğru yapmayan ya da hiç yapmayan belediyelere doğrudan cezai yaptırım getirmemiş olmasıydı. Bu yıl içinde yapılan düzenlemede de ne yazık ki tatmin edici bir düzenleme bu konuda yapılmamıştır. Hal böyle olunca çoğu belediyeler yasal görevi olan ‘kısırlaştırma’ işlemlerine ya gereğince önem vermemiş ya da hiç yapmamış, yapmayı düşünmemiştir de…
Bir sorun yaşandığında esas suçluyu görmezden gelip bir mazluma faturayı kesmek insanın doğasına uygun gibi görünse de ne insana ne de insanlığa yakışan davranış bu değildir! Kanun çıkalı tam 17 sene oldu, buna rağmen hala bir bakım evi olmayan bir kaç il, yüzlerce ilçe belediyesi var! Esas suçlu YASAL ve VİCDANİ görevi olan kısırlaştırma işini yapmayan BELEDİYELERDİR! Siyasi ve ekonomik gücü olan belediyelerin bu ihmalini ve hatta bence ihanetini görmezden gelip zavallı sokak hayvanlarının yaşam haklarının gasp edilmesine gönlümüz asla razı değildir!
Yapılması gereken şudur ki; topladığı köpekleri başka bir belediye sınırına atmakta olan belediyelerin tamamının bu alçak yaklaşımdan vazgeçip, yasal görevleri olan hayvan bakımevi kurup düzenli kısırlaştırma yapılmasını sağlamaktır. Tüm belediyeler bu işi bir seferberlik zihniyeti ile yaparsa, sokak hayvanlarının sayısı çok kısa bir zamanda kontrol altına alınmış olur; hem insanlar hem de hayvanlar için en doğru, en vicdani, en bilimsel, en ahlaki ve hala en yasal yol budur.
Bir insan tarafından sahiplenilmemiş olmak bir nesneyi ya da canlıyı ‘sahipsiz’ yapmaz! Lütfen inancımıza, vicdanımıza, insanlığımıza aykırı davranışlardan uzak duralım. Batı ülkelerinin şehirlerinde hiç sokak hayvanı olmaması; onların gelişmiş medeniyetleri sayesinde değil, körelmiş vicdanları yüzündendir! Çünkü onlar ‘Nazi’ zihniyeti ile topladıkları hayvanları belli bir sürede sahiplenen olmazsa topluca öldürüyorlar! İnsana acımayan emperyalist ve faşist bu zihniyetin hayvana acımasını beklemiyoruz. Bugün hayvanları barınaklara toplamaya başlamak, yarın gaz odalarının da kurulmaya başlaması demektir; KORKUYORUZ!
Biz merhamet sahibi bir toplumuz. Medeniyet denilen tek dişi kalmış canavarın oyununu 1. Dünya Savaşında görmüş, Kurtuluş Savaşımızla bozmuştuk… Hayvanlar açısından da oyunu görüyoruz ve bozacağımıza inanıyoruz!
Dr. Ufuk Bayraktar
HayKonfed Genel Sekreteri
AnadoluFed Başkanı