Hong Kong’lu yönetmen Elizabeth Lo, "Türk toplumunun sokak köpeklerine olan merhamet anlayışını ve bu hayvanlara toplumca bakılıp adeta geçici arkadaşlık kurulmasını" belgesel ile dünyaya göstermeye karar veriyor. Biz, kanun yapıcılardan da, tıpkı bu belgesel gibi, dünyaya örnek gösterilecek gerçek anlamda KORUYAN bir YASA çıkarılmasını umuyoruz
Elizabeth Lo; Türkiye’deki sokak hayvanlarının toplum ile ilişkilerini gördükten sonra en büyük içsel keşfinin, önceden sokak hayvanlarıyla dolu olan şehirlerde bu hayvanlara bakılmadığını ve bu toplumların İNSANİ OLMADIKLARINI düşündüğünü ama aslında durumun, bunun tam tersi olduğunu aslında sokak hayvanı olmayan ülkelerde, köpeklere ve kedilere ihanet içinde olunduğunu yani onların YOK EDİLDİĞİNİ fark ettiğini ifade ederek o ülkelerdeki hayvanlara NE OLDUĞUNU, NEREDE olduklarını sorguluyor! Ve sokaklarda hayvan olmayan ülkelerde ki hayvanların aslında ya MEZARLIKLARDA veya hayatları boyunca kafeslerde çürüdüklerini ama insanların bu gerçeklerin FARKINDA OLMADIĞINI ifade ederek bizim toplumuzun sokak hayvanlarına olan merhamet anlayışını örnek olarak dünyanın gözleri önüne seriyor.
Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu
Peki Neden?
Elizabeth Lo : ‘’Herşey çok kişisel bir noktadan başladı, çocukluğumda bir köpeğim vardı ve hayatını kaybetti. Türkiye’ye, İstanbul’a vardığımda hissettiklerimi iyi hatırlıyorum. Sokak köpeklerini izlerken onlara toplumca bakıldığını hissettim. Çevredeki tüm insanlar ile geçici arkadaşlık kuruyorlardı.
Bu filmin yapım sürecinde yaşadığım en büyük içsel keşif, sokak hayvanlarıyla dolu olan şehirlerin, bu hayvanlara bakmadığını ve insani olmadıklarını sanıyordum. Ama durumun, bunun tam tersi olduğunu anladım.
Aslında sokak hayvanı olmayan şehirler, köpeklere ve kedilere ihanet içindeler. Çünkü bu onlardan kurtulunduğu anlamına geliyor.
Yoksa NEREDELER?
Mezarlıklara gidiyorlar… Yada hayatları boyunca kafeslerde çürüyorlar.
Bir çoğumuz bunun farkında değiliz.
Çünkü biz yalnızca ev canlılarının sahipleri ile olan sıkı ilişkilerini biliyoruz.’’