Nesrin Çıtırık 25-26 Ekim Okan Bayülgen Programında

Tarih: 17/07/2023

 

25-26 Ekim 2010 Muhabbet Kralı programı Okan Bayülgen programında - HAYTAP Hayvan Hakları Fed.Başkan Yardımcısı Nesrin Çıtırık Türkiyede Hayvan Haklarını Konuşuyor.

 

Konuşmanın word hali... 
 

"" Bu kediye bu insanlık dışı işkenceyi yapan delikanlı şu anda hapiste olsaydı bu çok ciddi bir örnek olacaktı ve ben Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sesleniyorum lütfen bu tür işkenceleri yapan insanı hürriyeti kısıtlamayla cezalandırın ki tekrarlamasın. 

Sevgili Leman Sam bir olay vurguladı. Bayramda barınaklar. Normalde ben vatandaşlara şunu söylemek istiyorum öncelikle siz belediyeyi arayıp bu köpeği alın buradan dediğiniz zaman o köpeğin ölüm emrini vermiş olabilirsiniz. Belediyeler köpekleri alırlar, yarısını yolda öldürürler kalan yarısını barınakta kısırlaştırırlar üstünden bir takım insanlar para kazanır ondan sonra kısırlaştırılan hayvanlar bir hafta sonra ormanlara atılırlar daha sonra taşeronlara yine paralar ödenir ormanlara atılan ameliyat travmasını yaşamış garibanlar ormanlarda öldürülür. Ne yazık ki Türkiye'deki döngü bu. Türkiye'deki hayvanlar belki dünyadaki hayvanlar için de söyleyebiliriz ama Türkiye'deki hayvanlar insan zulmünün kuşatması altında. Sokakta köpekleri istemeyiz çünkü insanlar korkar. Sokaklar yasak. Evlerde istemeyiz komşular rahatsız olur. Evler yasak. Belediyerin geçici bakımevleri ölüm kampı. Ormanlar, uzak alanlara rezidanslar yapıldı lüks rezidanslar yapıldı. Bahçelievler yapıldı. Etraflar yüksek duvarlarla çevrili toplumdan soyutlandı orada istemiyorlar. Peki ben şimdi soruyorum nerede yaşayacak bu hayvanlar? Dağlarda ormanlarda Malazgirt, Muş gibi yerlerde kurdu yakalıyorlar geleneksel bir eğlence şekli olarak. Kurdun ağzı bağlanıyor kangallar üstüne salınıyor, çoluk çocuk bunu kahkahalarla seyrediyorlar. Bunların videoları çekildi biliyorsunuz. Dağlarda vatandaş, belki bende bir iş kadınıyım para kazanmak yapmak zorunda ama kalkıyor ormanda arı kovanını kuruyor ondan sonra ayı niçin buraya geldi diyor. Yani hayvanlara yaşam alanı bırakmadık. Onları çok insafsızca kuşattık. Ama en büyük ızdıraplardan birisi belediye geçişi bakımevlerinde yaşanıyor. Sevgili Leman Sam vurguladı. Her bayram biz hayvan hakları savunucuları için bir felaket olarak gelir Çünkü insanların bayramı maalesef hayvanların felaketi oluyor. Normal zamanlarda da belediye barınaklarında hayvanlara az yemek ve az su verilir niçin biliyor musunuz hayvanlar çiş kaka yapmasın, etraf kirlenmesin ve belediye görevlilerine iş çıkmasın diye. Bu olay bayramda çok daha vahim hale gelir. Biz 5-6 senedir her bayramda ızdırap yaşarız. Türkiye'nin dört bir tarafından aranırız. Çünkü bayram 5 günse 5 gün, 9 günse 9 gün belediye barınakları kitler ve giderler o hayvancıklar belki bir iki gün bir lokma kokmuş artık yemek yerler bir lokma su içerler ama ondan sonra ölğme mahkumdurlar. Biz bir kampanya başlattık Hayvan Hakları Federasyonu olarak ve o kampanyayla topluma sesleniyoruz, il çevre müdürlüklerine sesleniyoruz, müftülüklerimize sesleniyoruz, Valiliklerimize sesleniyoruz. Diyoruz ki, bizim bayramımız hayvanların felaketi olmasın. 
 
Özellikle basın kuruluşlarına sesleniyoruz. Belediyeler için basın çok önemli biliyorsunuz ben hep söylerim Allah'tan korkmaz belediyelerin basından çekinirler. Basın kuruluşlarının belediyeleri aramasını istiyoruz çünkü Anadoludaki o yüzlerce binlerce gözden ırak olan barınaklarda ölüm var. Hatta İstanbul'un Ankara'nın göbeğindeki barınaklarda bile ölüm var. Basının bu konuda devreye girmesini istiyoruz. Ayrıca bir konu daha var. Ben toplumdan çok umutsuz değilim. Şuna inanıyorum her insanın yüreğinde bir merhamet ve şefkat tohumu vardır. Biz Hayvan Hakları Federasyonu olarak elbette çok acı çekiyoruz, ızdırap çekiyoruz, kanlı gözyaşları döküyoruz ama biz toplumaiun önemli bir kesimine de güveniyoruz. 
 
Türkiye çapında örgütleniyoruz. O insanların yüreğindeki sevgi, merhamet tohumlarını sulayaarak yeşertmeye çalışıyoruz. Nasıl suluyoruz, örgütlenip bir araya geliyoruz ve toplumda hayvan sevsin sevmesin hiç önemli değil vicdan taşıyan, merhamet taşıyan  özellikle hayvanların korunmasında kıyamete kadar geçerli hükümler vermiş olan bir İslam dininin hakim olduğu bir toplumda, %99'unun Müslüman olduğu bir toplumda şiddetin bu kadar yaygın olmasını insanları suçlamakla beraber devletin kurumlarının görevlerini iyi yapmamasına bağlıyoruz. Eğer camilerde gerek şiddete karşı gerek insanın insana merhameti veya insanın canlı zincirinin en zayıf halkası olan hayvana karşı olan zulmü için de vaazlar verilmeli biz bunun için diyanet işleri başkanlığına başvurduk. Sadece İslam dinimizin şekli bölümünü anlatmak yetmiyor demin anlattınız şiddet 12 yaşa indi şiddet ilkokullara indi. Burada kurumların eksikliği var. 
 
1)Diyanet işleri başkanlığı camilerde yoğun biçimde islam dininin ana hükümleründen olan "siz yerdekilere merhamet edin ki göktekiler de size merhamet etsin" veya "merhamet etmeyene merhamet olunmaz" olgusunu anlatacak. 
2) Milli Eğitim Müdürlüğü hayvanlara karşı merhamet etmenin onların yaşam haklarını savunmanın senede bir gün bir hafta olarak değil ders müfredatı olarak koyacak. 
3) il çevre müdürlükleri, biz mevcut yasayı beğenmiyoruz eksikleri var ama mevcut yasanın iyi olan maddelerini de uygulamıyorlar. İl çevre müdülükleri olayı yasak savar olarak alıyor. Valilikler olayı yasak savar olarak alıyor. Belediyeler bu hayvanlar ı yüz yıldır zehirleyen, öldüren, bundan 10 sene öncesine kadar belediyelerinin resmi bütçelerine zehirli et parası koyan bir belediye yapısından geçiş kolay değil. Biz umutsuz değiliz biz umutluyuz çünkü güç birliği yapıyoruz. 
Ben arkadaşlarıma her zaman şunu söylüyorum. Geleneklerle baş etmek çok zor biz sadece bugün hayvana işkence yapan kötü insanlarla h,ayvana her türlü zulmü yapan belediyelerle savaşmıyoruz arkadaşlarım biz 100 yıllık bir vurup zehirleme, öldürme, yok etme kültürüne karşı savaşıyoruz ve bu kültürle savaşırken biz Hayvan Hakları Federasyonu olarak topluma ulaşmaya çalışıyoruz. Camilere gidiyoruz, okullara gidiyoruz, standlarla topluma ulaşıyoruz ve o insanlara hayvanların gerçekten çok zorda olduğunu çok köşeye sıkışmış olduğunu ızdırap çektiklerini anlatmak istiyoruz. O kedi olayı tesadüfen bir kameraya takıldığı için toplumda infial yarattı Ama herkes şunu bilsin ki Türkiye'nin dört bir tarafında her an her saniye hayvanlara zulüm ve vahşet uygulanıyor. 
 
Umutsuz olmayalım, kanlı gözyaşlarımız olacak ama sadece şikayetle yetinmeyelim örgütlenelim bir araya gelelim toplumun büyük bir kesimini eğer arkamıza alırsak belediyeleri de harekete geçiririz, Türkiye Büyük Millet Meclisini de harekete geçiririz, valilikleri de harekete geçiririz. Yani kamuya ulaşıp topluma ulaşıp onlardan güç alarak ciddi bir stk baskısı oluşturmamız lazım. 
 
Eğer izin verirseniz birkaç tane hayvana uygulanan vahşetten bahsettikten sonra tabii hiçbir yerde sorunu tam olarak çözemedik ama dediğim şekilde kurumsal bir sistemli davrandığımız zaman mesafe alabildiğimiz yerler var. İyi şeyler de oluyor. 10 sene önce bitçesine zehirli et parası koyan bir belediye icraat raporuna 300-500 tane sokak hayvanı itlaf edildi diyen bir belediye yapısından bugün en azından kaçak göçek öldürüyorlar. Öldürürken saklıyorlar açıkça gururla öldürdük diye söylemiyorlar. Mesafe aldık ama tabii ki bu mesafe daha çok az hala daha biz hayvan hakları savuncuları da hayvanlar da ızdırap çekiyoruz. Ama biraz daha umutla ileriye bakmak lazım ve örgütlenmek lazım. Türkiye çapında yapmaya çalıştığımız budur. Edirne'den Ağrı'ya kadar, Erzincan'dan Muğla'ya kadar her yerde gönüllüler bize ulaşabilirler. Hadini çok belirgin bir söz vardır "balık tutmayı öğretin balık vermeyin" biz yardım ederken onlara örgütlenmeyi de öğretiyoruz ve orada onlara Federasyon gücünü veriyoruz. "
Genel İçerik
Tavport Ayrıcalıklı, hızlı ve güvenli online seyahat sitesi
Her Rezervasyon
Hayvan Dostlarımızı
Sevindiriyor!
Omron Endüstriyel Otomasyon
Hayvan Refahını
Sağlamak İnsanlık
Görevidir.
haykonfed.org
crossmenuchevron-down linkedin facebook pinterest youtube rss twitter instagram facebook-blank rss-blank linkedin-blank pinterest youtube twitter instagram